3. SU KİRLİLİĞİ VE ÇEVRESEL KALİTE
2003
VEREP, Bülent; ÇELİKKALE, M. Salih; DÜZGÜNEŞ, Ertuğ; OKUMUŞ, İbrahim
UZUNGÖL’ÜN GENEL HİDROGRAFİK ÖZELLİKLERİ VE TAŞIMA KAPASİTESİ Conference
ULUSAL SU GÜNLERİ 2003, 1-3 Ekim 2003, Ankara, 2003.
@conference{VEREP2003,
title = {UZUNGÖL’ÜN GENEL HİDROGRAFİK ÖZELLİKLERİ VE TAŞIMA KAPASİTESİ},
author = {Bülent VEREP and M.Salih ÇELİKKALE and Ertuğ DÜZGÜNEŞ and İbrahim OKUMUŞ},
url = {http://www.akuademi.net/USG/USG2003/SKCK/skck08sss.pdf},
year = {2003},
date = {2003-10-01},
booktitle = {ULUSAL SU GÜNLERİ 2003, 1-3 Ekim 2003, Ankara},
abstract = {Bu çalışmada, Trabzon'un Çaykara ilçesinde bulunan Uzungöl'ün genel hidrografik özellikleri ve alabalık yetiştiriciliği için taşıma kapasitesinin belirlenmesi üzerinde durulmuştur. Uzungöl tabiat parkında bulunan Uzungöl ve etrafındaki 1625 hektar alan sahip olduğu doğal zenginlikler sayesinde Doğu Karadeniz bölgesi turizmi açısından çok önemli bir yere sahiptir. Diğer taraftan Uzungöl’ün sedimantasyon sebebiyle dolma, nemcil su bitkileriyle göl aynasının daraltılması gibi doğal özelliklerini ve turistik albenisini zedeleyici önemli çevresel problemleri vardır.<BR>Uzungöl tabiat parkında önemli yer tutan Uzungöl gölünü besleyen Haldizen deresi üzerinde 4 adet alabalık işletmesi bulunmaktadır. Ayrıca aynı mevkide 6 otel, 12 motel ve 11 adet pansiyon olmak üzere irili ufaklı 865 yatak kapasiteli turistik tesisler yer almaktadır. Toplam olarak 400 ton/yıl alabalık üretim kapasitesine sahip 4 adet üretim çiftliği, otel, motel, lokantalar ve sivil yerleşimin atıksuları göle taşınmaktadır. Dolayısıyla Uzungöl’ün su kalitesi, göl verimliliği ve ötrofikasyon süreci önemli ölçüde hızla değişime uğramaktadır. <BR>Uzungöl’ün sahip olduğu çevresel problemlerin bertaraf edilmesi amacıyla öncelikle problemlerin boyutları ve nedenleri net olarak belirlenmelidir. Bu amaçla, bu araştırmada öncelikle gölün taşıma kapasitesi belirlenmeye çalışılmıştır. Çalışmada Uzungölün taşıma kapasitesinin yani toplam kabul edilebilir fosfor yükünün (total-P) 70,58 g/m2/yıl olduğu, bu değere göre gölün taşıyabileceği kapasitenin, 1,0:1,0 ; 1,5:1,0 ; 2,0:1,0 ve 2,5:1,0 yem değerlendirme oranlarına göre sırasıyla 2422 ton/yıl, 1395 ton/yıl, 980 ton/yıl ve 755 ton/yıl olduğu tahmin edilmiştir. Ancak Uzungöl çevresindeki alabalık çiftlikleri, turistik tesisler ve sivil yerleşimin atıksularının etkileri göz önüne alındığında gölün taşıma kapasitesini aştığı, bu sebeple göl çevresindeki tesislerin sayısının sabit kalması hatta azalması gerekliliği ortaya çıkmıştır. Anahtar kelimeler: Taşıma kapasitesi, Uzungöl, fosfor yükü, su kalitesi},
keywords = {},
pubstate = {published},
tppubtype = {conference}
}
ULU, Fahrettin
ULUSAL SU GÜNLERİ 2003, 1-3 Ekim 2003, Ankara, 2003.
@conference{ULU2003,
title = {TRABZON-UZUNGÖL HAVZASINDA FİZYOGRAFİK ETMENLER İLE BAZI HİDROFİZİKSEL TOPRAK ÖZELLİKLERİ ARASINDAKİ İLİŞKİLER},
author = {Fahrettin ULU},
url = {http://www.akuademi.net/USG/USG2003/SKCK/skck11bbs.pdf},
year = {2003},
date = {2003-10-01},
booktitle = {ULUSAL SU GÜNLERİ 2003, 1-3 Ekim 2003, Ankara},
abstract = {Erozyon, doğal dengenin en önemli unsuru olan toprağı yerinde tutan ve koruyan bitki örtüsünün insan, iklim ve fizyografik faktörler tarafından değişikliğe uğratılması sonucunda toprağın büyük ölçüde su ve rüzgar gibi doğal etmenler tarafından hızlı bir şekilde aşınması ve taşınması olayıdır. Ülkemizde uzun yılardan beri süre gelen yoğun kullanımlar sonucu, topraklarımızın büyük bir bölümünde bitki-toprak-su arasındaki doğal denge bozulmuştur. Bu çalışmada Trabzon–Uzungöl havzasında farklı arazi kullanım şekillerinin toprakların bazı özelliklerini nasıl etkilediği araştırılmıştır. Orman, mera ve tarım alanlarından olmak üzere toplam 48 noktada toprak profili açılmış ve iki farklı derinlik kademesinden (0-20 cm and 20-50 cm) toprak örnekleri alınmıştır. Alınan bu topraklar üzerinde; tekstür, toprak fraksiyonları, bazı erodibilite indeksleri, toprak nemi sabiteleri, geçirgenlik, hacim ağırlığı, dane yoğunluğu gözenek hacmi, organik madde, ateşte kayıp, ve pH gibi özellikler belirlenmiş ve istatiksel olarak değerlendirilmiştir. Fizyografik etmenler olarak, arazi kullanım şekli, ortalama yükseklik, ortalama eğim, genel bakı, dere sıklığı, ve drenaj yoğunluğu gibi değerler ele alınmıştır. Anahtar kelimeler: Toprak erodibilitesi, arazi kullanma şekli. Uzungöl},
keywords = {},
pubstate = {published},
tppubtype = {conference}
}
KARA, Yeşim OPAK
ULUSAL SU GÜNLERİ 2003, 1-3 Ekim 2003, Ankara, 2003.
@conference{KARA2003,
title = {SULAK ALANLARDAKİ KİRLİLİK PARAMETRELERİNİN GİDERİLMESİNDE KULLANILAN YÖNTEMLERDEN OLAN FİTOREMEDİASYON VE UYGULANMA MEKANİZMALARI},
author = {Yeşim OPAK KARA},
url = {http://www.akuademi.net/USG/USG2003/SKCK/skck25biu.pdf},
year = {2003},
date = {2003-10-01},
booktitle = {ULUSAL SU GÜNLERİ 2003, 1-3 Ekim 2003, Ankara},
abstract = {Artan nüfus artışı beraberinde pek çok istenmeyen durumu da ortaya çıkarır. Bu istenmeyen durumlardan biri de sulak alanların kirlenmesi problemidir. Özellikle bazı bitkisel materyallerle, toksik kirleticilerin ortamdan uzaklaştırılması bitkisel iyileştirme metodlarıyla yapılmaktadır. Bu amaçla kullanılan birçok iyileştirme yöntemleri vardır. Phytoextraction, phytostabilization gibi. Yaptığımız çalışmada ağır metal uzaklaştırmada kullanılan yöntemlerin bölgemiz sularına uygunluğunu araştırılmıştır. Anahtar kelimeler:},
keywords = {},
pubstate = {published},
tppubtype = {conference}
}
GEMİCİ, Yusuf; EDWARDS, Phillip J; ALAGÖZ, Zeynep
ULUSAL SU GÜNLERİ 2003, 1-3 Ekim 2003, Ankara, 2003.
@conference{GEMİCİ2003,
title = {SULAK ALANLARDA GERÇEKLEŞTİRİLECEK İNŞAAT ÇALIŞMALARINA İLİŞKİN ÖZEL DURUM DEĞERLENDİRMESİ ZAMANTI ÇAYI (BTC HAM PETROL BORU HATTI PROJESİ) ÇALIŞMASI},
author = {Yusuf GEMİCİ and Phillip J EDWARDS and Zeynep ALAGÖZ},
url = {http://www.akuademi.net/USG/USG2003/SKCK/skck26aid.pdf},
year = {2003},
date = {2003-10-01},
booktitle = {ULUSAL SU GÜNLERİ 2003, 1-3 Ekim 2003, Ankara},
abstract = {Sulak alanlarda gerçekleştirilecek inşaat çalışmalarına ilişkin hazırlanan bu özel durum değerlendirmesinde, Bakü-Tiflis-Ceyhan (BTC) Ham Petrol Boru Hattı güzergahının kestiği Zamantı Çayı’nın yüzey suyu ve ekolojik durumu incelenmektedir. Sözkonusu alan üzerinde inşaattan kaynaklanabilecek olası etkiler ve bu etkileri azaltmak için inşaat sırasında alınması gereken önlemler değerlendirilmektedir. Bu özel durum değerlendirmesi bahse konu akarsu ve vadi tabanı geçişinde uygulanacak özel inşaat yöntemleri ve etki azaltıcı önlemler sayesinde bu sulak alan üzerindeki geriye kalan etkilerin önemsiz ve orta derecede önemli geçici etkiler olduğunu ortaya koymaktadır. Anahtar kelimeler: Sulak alan, Zamantı Çayı, yüzey suyu, hassas ekolojik alan, etki azaltıcı önlemler, özel durum değerlendirmesi, petrol boru hattı inşaatı, çevresel etki değerlendirme.},
keywords = {},
pubstate = {published},
tppubtype = {conference}
}
ERTUĞRUL, Arzu; COŞKUN, Ulviye; YURTERİ, Coşkun
ÇEVRESEL İZLEME ÇALIŞMALARINDA KALİTE KONTROL VE GÜVENİLİRLİK Conference
ULUSAL SU GÜNLERİ 2003, 1-3 Ekim 2003, Ankara, 2003.
@conference{ERTUĞRUL2003,
title = {ÇEVRESEL İZLEME ÇALIŞMALARINDA KALİTE KONTROL VE GÜVENİLİRLİK},
author = {Arzu ERTUĞRUL and Ulviye COŞKUN and Coşkun YURTERİ},
url = {http://www.akuademi.net/USG/USG2003/SKCK/skck01bsb.pdf},
year = {2003},
date = {2003-10-01},
booktitle = {ULUSAL SU GÜNLERİ 2003, 1-3 Ekim 2003, Ankara},
abstract = {ENVY Enerji ve Çevre Yatırımları A.Ş. tarafından yürütülen çevresel izleme çalışmalarında, su kalitesinin belirlenmesine yönelik çok sayıda ölçüm ve analiz yapılmaktadır. Tüm çalışmalarını ISO 9001 Kalite Yönetim, ISO 14001 Çevre Yönetim ve OHSAS 18001 İş Güvenliği ve Sağlığı Yönetim Sistemleri uyarınca yürütmekte olan kuruluşumuz için bu tür analiz sonuçlarının güvenilirliği büyük önem taşımaktadır.<BR>Bu bağlamda, birlikte çalıştığımız laboratuvarlardan elde edilen analiz sonuçlarının tekrarlanabilirliğinin sağlanması amacıyla bu kuruluşlardan “iç kalite kontrol” yapmalarını talep etmekteyiz. Ayrıca, tüm bu laboratuvarlarda “dış kalite kontrol” uygulamaları gerçekleştirmekteyiz. Analiz güvenilirliğini arttırmak amacıyla yapılan dış kalite kontrol uygulamaları kapsamında atılacak ilk adım, değeri önceden bilinen standart bir kontrol örneğini farklı laboratuvarlarda analiz ettirerek elde edilen sonuçları karşılaştırmaktır.<BR>Bu bildiride sunulan çalışma kapsamında, en önemli su kalitesi parametrelerinden biri olan Kimyasal Oksijen İhtiyacı (KOİ) ve ağır metal (örnek olarak çinko) analizlerinin güvenilirliğini test edebilmek amacıyla farklı illerdeki 13 ayrı laboratuvara standart kontrol numuneleri gönderilmiştir. Münferit laboratuvar sonuçlarının geçerliliği, hesaplanan sapma yüzdeleri yardımıyla değerlendirilmiştir. Çalışmadan elde edilen sonuçlar, hata oranları çok yüksek olan laboratuvar sonuçlarına dayanarak verilen kararların yanlış olabileceğine işaret etmektedir. Anahtar kelimeler: Çevresel izleme, su kalitesi, analiz sonuçları, hata oranları, kalite kontrol, güvenilirlik},
keywords = {},
pubstate = {published},
tppubtype = {conference}
}
ÜNAL, Arzu TAŞPINAR; KOLANKAYA, Nazif
SELÜLOZ HAMURU ÜRETEN SEKA FABRİKASI ATIKSUYUNUN ARITIMI Conference
ULUSAL SU GÜNLERİ 2003, 1-3 Ekim 2003, Ankara, 2003.
@conference{TAŞPINAR2003,
title = {SELÜLOZ HAMURU ÜRETEN SEKA FABRİKASI ATIKSUYUNUN ARITIMI},
author = {Arzu TAŞPINAR ÜNAL and Nazif KOLANKAYA},
url = {http://www.akuademi.net/USG/USG2003/SKCK/skck02isi.pdf},
year = {2003},
date = {2003-10-01},
booktitle = {ULUSAL SU GÜNLERİ 2003, 1-3 Ekim 2003, Ankara},
abstract = {Kraft süreci kullanarak selüloz hamuru üreten işletmelerin atıksuları çok miktarda rekalsitrant (biyolojik yıkıma dayanıklı) lignin türevleri içerdiklerinden konvensiyonel tipteki biyolojik oksidasyon tesislerinde arıtımı bütün dünyada önemli bir sorun oluşturmaktadır. Bu çalışmada kraft süreciyle selüloz hamuru üreten Afyon-Çay SEKA Fabrikasının atık sularının asılı katı madde (A.K.M.), biyolojik oksijen istemi (B.O.İ.), kimyasal oksijen istemi (K.O.İ.) ve renk gibi kirlilik parametreleri yönünden konvensiyonel tipteki arıtım tesisindeki arıtımdan önceki ve sonraki durumları değerlendirildi.<BR>Söz konusu kirlilik parametrelerinin günlük ölçümleri üzerinden hesaplanan aylık ortalamalar değerlendirmelere esas alındı. Sonuçta, tesisteki arıtım veriminin sırasıyla A.K.M. için % 93.16 ile %94.54, B.O.İ. için %30.05 ile %63.69, K.O.İ. için %36.85 ile %61.33 ve Renk için %8.4 ile %40.19 arasında değiştiği görüldü. Öte yandan, tesisin deşarj sularındaki kirlilik miktarlarının resmen bildirilmiş tolere edilebilir sınır değerler altında kaldığı gözlendi. Bunlara ek bir başka gözlem de alıcı ortam görevi gören Karamık Gölüne deşarj edilen kısmen arıtılmış deşarj sularının göldeki kamış popülasyonunu arttırmasıydı. Anahtar kelimeler: Kraft akıntısı, Kraft lignini, lignin türevleri ve Kraft hamuru},
keywords = {},
pubstate = {published},
tppubtype = {conference}
}
GÜNGÖRDÜ, Abbas; ÖZMEN, Murat; GÜLER, Elif; KÜÇÜKBAY, Zehra
KARAKAYA BARAJ GÖLÜNDE SU KİRLİLİĞİNİN BALIKLAR ÜZERİNE ETKİLERİ Conference
ULUSAL SU GÜNLERİ 2003, 1-3 Ekim 2003, Ankara, 2003.
@conference{GÜNGÖRDÜ2003,
title = {KARAKAYA BARAJ GÖLÜNDE SU KİRLİLİĞİNİN BALIKLAR ÜZERİNE ETKİLERİ},
author = {Abbas GÜNGÖRDÜ and Murat ÖZMEN and Elif GÜLER and Zehra KÜÇÜKBAY},
url = {http://www.akuademi.net/USG/USG2003/SKCK/skck03usu.pdf},
year = {2003},
date = {2003-10-01},
booktitle = {ULUSAL SU GÜNLERİ 2003, 1-3 Ekim 2003, Ankara},
abstract = {Karakaya Baraj Gölü yurdumuzun ve Doğu Anadolu bölgesinin en önemli su kaynaklarından birisidir. Baraj Gölü Fırat Nehri dışında, başkaca su kaynakları tarafından da beslenmektedir. Bu su kaynaklarının başlıcalarından biri olan ve Malatya ili çevresinden geçen Tohma Çayı özellikle Malatya Organize sanayi bölgesi kaynaklı kirletici unsurların baraj gölüne taşınmasında önemli bir etkendir. Ayrıca Malatya ili evsel atık suları da baraj gölüne deşarj edilmektedir. Bu araştırmada Karakaya baraj gölünde 2000-2001 yılları arasında kirlilik düzeyinin mevsimsel olarak saptanması ve bu kirliliğe bağlı olarak sazan balıkları (Cyrinus carpio) üzerine toksik etkilerin belirlenmesi amaçlanmıştır.<BR>Araştırma sonuçlarına göre, baraj gölünde çeşitli ağır metal düzeylerinin ve diğer kirleticilerin miktarının yüksek düzeyde olduğu, balık dokularında kadmiyum, kurşun ve bakır gibi ağır metallerin biriktiği saptanmıştır. Ayrıca, baraj gölünden yakalanan balıklarda çeşitli enzim değerlerinin de kirlilik düzeyine ve lokasyonlara göre önemli düzeyde değiştiği bulunmuştur. Bulgular ışığında, kirletici unsurların özellikle endüstriyel ve tarımsal kaynaklı olabileceği düşünülmektedir. Baraj gölünde bazı lokasyonlarda kirlilik düzeyinin ekosistemi tamamen tahrip edecek boyutta olduğu da arazi çalışmaları sırasında kaydedilmiştir. Anahtar kelimeler: Su kirliliği, Karakaya Baraj Gölü, biyolojik izleme, toksisite, balık},
keywords = {},
pubstate = {published},
tppubtype = {conference}
}
AYDIN, Ali; DEMİR, Can
ULUSAL SU GÜNLERİ 2003, 1-3 Ekim 2003, Ankara, 2003.
@conference{AYDIN2003b,
title = {EDİRNE VE ÇANAKKALE İLLERİNDEKİ KAYNAĞINDAN ALINAN İÇME SULARININ KİMYASAL VE MİKROBİYOLOJİK KALİTESİ},
author = {Ali AYDIN and Can DEMİR},
url = {http://www.akuademi.net/USG/USG2003/SKCK/skck04dsd.pdf},
year = {2003},
date = {2003-10-01},
booktitle = {ULUSAL SU GÜNLERİ 2003, 1-3 Ekim 2003, Ankara},
abstract = {Bu çalışmada, Edirne ve Çanakkale illerinde bulunan toplam 20 adet kaynağından alınan içme suyu örneğinin kimyasal ve mikrobiyolojik olarak Türk Gıda Kodeksine uygunluğu incelendi. Su örnekleri, kimyasal olarak 21 ve mikrobiyolojik olarak 8 parametre yönünden analize tabi tutuldu. Mikrobiyolojik analizlerde membran filtrasyon seti, kimyasal analizler için spektrofotometre ve diğer cihazlar kullanıldı. Su örneklerinin 9 adedi (% 45) mikrobiyolojik açıdan, 16 adedi (% 80) kimyasal açıdan sakıncalı olarak tespit edildi. Elde edilen sonuçlar doğrultusunda örneklerin yüzey ve atık suları ile kontamine olabilme riskine dikkat edilmesi gerektiği ortaya çıktı. Anahtar kelimeler: İçme suyu, mikrobiyolojik kalite, kimyasal kalite, Edirne, Çanakkale},
keywords = {},
pubstate = {published},
tppubtype = {conference}
}
AYDOĞAN, Seyda OK; EGEMEN, Özdemir; BAŞARAN, Aslı KAYMAKÇI
KARANTİNA ADASI (İSKELE-URLA) ÇEVRESİNDE ANYONİK DETERJAN KİRLİLİĞİNİN ARAŞTIRILMASI Conference
ULUSAL SU GÜNLERİ 2003, 1-3 Ekim 2003, Ankara, 2003.
@conference{AYDOĞAN2003,
title = {KARANTİNA ADASI (İSKELE-URLA) ÇEVRESİNDE ANYONİK DETERJAN KİRLİLİĞİNİN ARAŞTIRILMASI},
author = {Seyda OK AYDOĞAN and Özdemir EGEMEN and Aslı KAYMAKÇI BAŞARAN},
url = {http://www.akuademi.net/USG/USG2003/SKCK/skck05bsb.pdf},
year = {2003},
date = {2003-10-01},
booktitle = {ULUSAL SU GÜNLERİ 2003, 1-3 Ekim 2003, Ankara},
abstract = {İzmir Körfez kirliliği, çevre sorunları ve halk sağlığı açısından çok önemlidir. Bu çalışma ile İzmir orta körfez'de yeralan Karantina adasında bazı fizikokimyasal parametrelerin ve deterjan kirliliğini saptamak amaçlanmıştır. Bu nedenle 6 istasyon seçilmiş ve bazı su kalite parametreleri (sıcaklık, pH, tuzluluk, çözünmüş oksijen ve anyonik deterjan) ölçülmüştür. Bu parametreler için tesbit edilen ölçüm aralıkları; su sıcaklığı için 15-27,2 ?C, çözünmüş oksijen için 2,4-8,8 mg/l, tuzluluk için %o 35,1-39,19, pH için 7,33-8,30 ve anyonik deterjan için 0,025-0,96 mg/l’dır. Anahtar kelimeler: Anyonik deterjan, Karantina adası, İzmir Orta körfez, kirlilik.},
keywords = {},
pubstate = {published},
tppubtype = {conference}
}
EFEOĞLU, Ayla
EĞRİDİR GÖLÜ’NDE ENTEGRE SU KAYNAKLARI YÖNETİMİ Conference
ULUSAL SU GÜNLERİ 2003, 1-3 Ekim 2003, Ankara, 2003.
@conference{EFEOĞLU2003,
title = {EĞRİDİR GÖLÜ’NDE ENTEGRE SU KAYNAKLARI YÖNETİMİ},
author = {Ayla EFEOĞLU},
url = {http://www.akuademi.net/USG/USG2003/SKCK/skck06asa.pdf},
year = {2003},
date = {2003-10-01},
booktitle = {ULUSAL SU GÜNLERİ 2003, 1-3 Ekim 2003, Ankara},
abstract = {Göller ve rezervuarlar dünyanın çok değerli tatlı su kaynaklarıdır. Göllerin içinde veya civarında yaşayan canlılar, biyolojik kaynaklar ve civar alanlardaki insanlar, bu su kaynaklarının havzasındaki su kaynaklarına bağımlıdırlar. Göl ve rezervuarlardaki sulardan, tarım, su ürünleri, madencilik, endüstri, turizm, hidroelektrik enerji üretimi ve içmesuyu sağlamak amacıyla faydalanılmaktadır. Bu çok yönlü kullanımlar arasında dengeyi kurmak ve ciddi problemlerin oluşmasını önlemek için, kalite ve kantite bakımından su kaynaklarının etkin bir şekilde yönetimine ihtiyaç vardır. Diğer canlı varlıklarla insanların ortak yaşamını garanti etmek, sürdürülebilir kalkınmanın devamını sağlamak, göller ve rezervuarların çevresinin havza bazında, tüm memba ve mansap kollarını da içerecek şekilde, entegre yönetim anlayışı ile korunması sayesinde mümkün olabilecektir. Ve bu entegre yönetimi sağlamak için bilimsel bilginin karar verme sürecinin her aşamasındaki politika ve programlara entegre edilmesi gerekmektedir.<BR>Akdeniz Bölgesi'nde yer alan Eğirdir Gölü, ülkemizin değişik amaçlarla kullanılan ikinci büyük gölüdür. Içme-kullanma ve sulama suyu kaynağı olmanın yanı sıra, balıkçılık ve rekreasyonel faaliyetler gibi turizm yoluyla ekonomiye katkı sağlayan faaliyetler açısından da büyük önem taşımaktadır. Bu nedenle, gölü korumak ve tüm bu sektörlere su sağlayabilmek için bu su kaynağını entegre bir anlayışla yönetmek çok önemlidir. Bu makalede, mevcut durumda ülkemizdeki su kaynakları yönetiminin durumuna yönelik genel bilginin yanı sıra Eğirdir Gölü entegre su yönetim planının elemanları açıklanacaktır. Anahtar kelimeler: Su yönetimi, Eğirdir Gölü, Entegre su kaynakları yönetimi},
keywords = {},
pubstate = {published},
tppubtype = {conference}
}
BİRHANLI, Ayşe; GÜNGÖRDÜ, Abbas; ÖZMEN, Murat
ULUSAL SU GÜNLERİ 2003, 1-3 Ekim 2003, Ankara, 2003.
@conference{BİRHANLI2003,
title = {FİTALLOSİYANİN GRUBUNDAN İKİ TEKSTİL BOYAR MADDENİN Xenopus laevis ÜZERİNE TOKSİK ETKİLERİNİN ARAŞTIRILMASI},
author = {Ayşe BİRHANLI and Abbas GÜNGÖRDÜ and Murat ÖZMEN},
url = {http://www.akuademi.net/USG/USG2003/SKCK/skck07ysy.pdf},
year = {2003},
date = {2003-10-01},
booktitle = {ULUSAL SU GÜNLERİ 2003, 1-3 Ekim 2003, Ankara},
abstract = {Çevresel kirliliğe neden olan kaynakların başında atık sularını doğrudan sulara ve toprağa veren fabrikalar, evsel atıklar, tarımsal amaçla kullanılan pestisitler gelmektedir. Bu atıklar hem canlı hem de cansız çevre üzerinde olumsuz etki gösterir. Çalışmamızda sucul ortamda madde etkisine maruz kalan organizmalara bir örnek olarak amfibiler kullanılmıştır. Amfibiler sucul ekosistemlerde çevresel kirleticilere maruz kalan ve yüksek risk grubu içerisinde bulunan omurgalı hayvanların en başta gelenlerindendir. Test materyali olarak kullandığımız Xenopus laevis çeşitli laboratuvarlarda rutin olarak kullanılan bir türdür. Fitallosiyanin grubundan olan astrazon ve remazol mavisinin toksik etkileri FETAX (Xenopus- Kurbağa emriyosu teratojenite testi) yöntemi ile belirlenmiştir. Bunun için laboratuvar koşullarında yaşatılmakta olan dişi ve erkek kurbağalara hCG- insan koriyonik gonadotropin hormonu uygun dozlarda enjekte edilerek eşeysel aktivasyon uyarılmıştır. 8. evreye gelen döllenmiş yumurtalar astrazon ve remazol mavisinin farklı dozlarına maruz bırakılmıştır. Kontrol olarak FETAX çözeltisi kullanılmıştır. Her doz için deneyler dört tekrarlı olarak uygulanmıştır. Kullanılan cam petri kapları 24., 48., 72. ve 96. saatlerde kontrol edilip, ölü olanlar alındıktan sonra çözeltileri değiştirilmiştir. 96. saat sonunda yaşayan embriyolar %3’ lük formaldehide konmuştur (46. evre).<BR>Çalışma sonunda ortalama ölüm oranı (LC50), ortalama etkili konsantrasyon (EC50) değerleri, yapısal bozukluk oranı, teratojenik index (Tİ) ve büyümeyi inhibe eden minimum konsantrasyon (MCIG) değerleri hesaplandı. Elde edilen sonuçlar tekstil boyar maddelerinin Xenopus embriyoları üzerine toksik potansiyele sahip olduğunu göstermektedir. Ayrıca, test edilen boyar maddeler embriyo gelişimini baskılamıştır ve çeşitli tiplerde yapısal bozukluklara neden olmuştur. Hem astrazon mavisinin hem de remazol mavisinin teratojenik aktivitesi belirlenmiştir. Buna göre, astrazon mavisinin toksik etkisinin remazol mavisine göre daha yüksek olduğu bulunmuştur. Anahtar kelimeler: Xenopus, FETAX testi, tekstil boyaları, toksisite},
keywords = {},
pubstate = {published},
tppubtype = {conference}
}
TAN, Can Ozan; BEKLİOĞLU, Meryem
EYMİR GÖLÜ’NÜN BİYOMANİPULASYON VE SU SEVİYESİ DÜŞÜŞÜ İLE RESTORASYONU Conference
ULUSAL SU GÜNLERİ 2003, 1-3 Ekim 2003, Ankara, 2003.
@conference{TAN2003,
title = {EYMİR GÖLÜ’NÜN BİYOMANİPULASYON VE SU SEVİYESİ DÜŞÜŞÜ İLE RESTORASYONU},
author = {Can Ozan TAN and Meryem BEKLİOĞLU},
url = {http://www.akuademi.net/USG/USG2003/SKCK/skck09dsd.pdf},
year = {2003},
date = {2003-10-01},
booktitle = {ULUSAL SU GÜNLERİ 2003, 1-3 Ekim 2003, Ankara},
abstract = {Mart 1997’de Eymir Gölü’nde başlayan ekolojik izleme calışmasında aylık ve iki haftalık sıklıklarla göl içi, girdi ve çıktılarında fiziksel, kimyasal ve biyolojik değişkenler ölçülmektedir. Gölde 1998 yılında yapılan balık stoğu tayin çalışması sonucu göl balık stoğunun % 89’unun kadife (Tinca tinca), % 10’unun sazan (Cyprinus carpio) ve %2’sinin de turna (Esox lucios) olduğu belirlenmiştir. Eymir Gölü balık stoğunda çok azalan turna balıgını arttırmak için, Mayıs 1998 tarihi itibariyle turna avı yasaklanmıştır. Ayrıca Eymir Gölü’nün bozulmuş olan su kalitesini iyileştirmek amacı ile Ağustos 1998’den itibaren biyomanipulasyon çalışması başlatılmıs, benti-planktivor kadife ve sazan balıkları seçici olarak avlanarak gölden uzaklaştırılmıştır. Biyomanipulasyon, 2000 Aralik ayında sona ermiştir ve gölde var olan kadife ve sazan stoklarının %45’i gölden çıkartılmıştır. Bu calışma, balık stoğunda %57 oranında düşüş sağlayarak ışık geçirgenliğinde 2,5 katlık artışa yol açmıştır. Bu artış, daha çok inorganik asılı katı madde yoğunluğundaki 4,5 katlık düşüş ve kısmen de klorofil-a yoğunluğundaki düşüşün sonucudur. 2000 yilinda biyomanipulasyondan sonraki suiçi bitki örtüsünün, yüksek PVI (%82.8±22.9) değeriyle gölün toplam alanının %48’ine denk geldiği kaydedilmiştir. 2000 yılında göldeki suiçi bitki örtüsü baskın olarak Ceratophyllum demersum tarafından oluşturuldugu belirlenmiş, bunun dışında gölde ufak öbekler halinde Chara türleri tespit edilmiştir. Suiçi bitki örtüsünün yeniden gelişmesi fitoplankton biyokütlesinde Cyanobakter ve dinoflagellate payının azalmasına yol açmıştır. Öte yandan, 2001 yılında, bahar dönemi ve yıllık göl seviyelerinde sırasıyla 1,22 ve 0,88 metrelik düşüş kaydedilmiştir. Suiçi bitki örtüsü bu duruma derhal tepki göstermiş ve biyokutlesindeki azalmaya rağmen bitki örtüsü %90’a ulaşmıştır. 2001 yılında göldeki suiçi bitki topluluğunun kompozisyonu ve farklı türlerin göreceli oranları pek fazla değişmemiştir. Ancak bu yılda, Chara türleri kaydedilmemiştir. Göl seviyesindeki düşüş sırasında, besin tuzu konsantrasyonları önemli ölçüde artmıştır ancak bu etkiyi tam olarak neyin yarattığı açıklık kazanmamıştır. Dip çamurundan salınan besin tuzlarının, düşük su seviyesi sonucu sıcaklık tabakalaşmasının oluşmaması ve göl hacmindeki 1,5’lik düşüşün etkisiyle göl içi yoğunluklarının artması neden olmuş olabilir. Ayrıca su sıcaklığının daha yüksek olması aşırı büyüyen bitkilerin erken çürümesi gibi etkiler de önemli olabilir. Ayrıca biyomanipulasyon sonrası artan yavru balık miktarı ile birlikte göl hacmindeki azalma sonucu artan tuzluluk, göldeki zooplankton topluluğunda tür yapısının değişimine yol açmıştır. Bildiğimiz kadarıyla Eymir Gölü Türkiye’deki ve ılıman bölgedeki ilk biyomanipulasyon çalışmasıdır. Elde ettiğimiz sonuçlar, uygulanan tekniğin, gölün berrak su durumuna geçmesi ve dolayısıyla daha yoğun suiçi bitki örtüsünün yeniden gelişmesi icin etkili bir restorasyon tedbiri oldugunu ortaya koymaktadır. Ayrıca bu çalışma, ılıman göllerde de bir restorasyon stratejisi olarak etkin bir şekilde kullanılabilecek yukarıdan asağıya balık kontrolünün önemini kanıtlamaktadır. Bu iklimde başarılı biyomanipulasyonun gerekleri konusunda daha iyi bir anlayış geliştirebilmemiz için, uzun izleme programlarıyla birlikte daha fazla uygulama yapılması gerekmektedir. <BR>Bunların ötesinde, restorasyon tedbiri olarak su seviyesi düşüşü yaratırken özellikle yarı-kurak ve kurak bölgelerde dikkatli davranılmalıdır. Yaz ayları ilerledikçe yoğun buharlaşmanın getirdiği su kaybıyla birlikte su seviyesi düşüşü, Eymir Gölünde görüldüğü gibi, göl hacminde büyük bir azalmaya neden olması halinde, besin tuzu konsantrasyonlarını ve tuzluluğu etkileyebilir. Bu durum, etkileşimleri değiştirebilir. Her şeye rağmen, göl seviyesi düşüşünün sığ göllerdeki vejetasyon gelişimini teşvik etme potansiyeli olduğu görülmekte ve konunun daha fazla aydınlatılması gerekmektedir. Anahtar kelimeler: Sığ göl, su seviyesi, biyomanipulasyon, restorasyon, Eymir Gölü},
keywords = {},
pubstate = {published},
tppubtype = {conference}
}
MANAV, Elif; YERLİ, Sedat V
MOGAN GÖLÜ TROFİK DURUM RAPORU Conference
ULUSAL SU GÜNLERİ 2003, 1-3 Ekim 2003, Ankara, 2003.
@conference{MANAV2003,
title = {MOGAN GÖLÜ TROFİK DURUM RAPORU},
author = {Elif MANAV and Sedat V YERLİ},
url = {http://www.akuademi.net/USG/USG2003/SKCK/skck10sbb.pdf},
year = {2003},
date = {2003-10-01},
booktitle = {ULUSAL SU GÜNLERİ 2003, 1-3 Ekim 2003, Ankara},
abstract = {Ankara için rekreatif yönü fazlaca olan Mogan Gölü’nde mezotrofik/ötrofik olarak belirlenen trofik statünün sınırlayıcı koşulları altında, göldeki biyoçeşitlilik değerlendirilmiş ve önceki yıllar ile karşılaştırılmıştır.<BR>Çalışmada baskın fitoplankton cinsleri Bacilloriophyta’dan Diatoma, Epithemia, Synedra, Cymbella, Fragilaria, Navicula, Surirella; Chlorophyta’dan Pandorina, Spirogyra, Zygnema; Cyanophyta’dan Phormidium, Anabaena, Oscillatoria, Microcystis; Dinophyta’dan Gymnodinium, Peridinium; Euglenophyta’dan Trachelomonas olarak tespit edilmiştir. Ötrofik suların indikatörü olarak belirlenen cinslerin, Mogan Gölü’nde baskın organizmaların içinde yer alması, gölün trofik yapısını destekler mahiyettedir.<BR>Mogan Gölü’nde yapılan bu çalışmada; zooplankton gruplarının Rotifera % 80,14; Copepoda % 18,74 ve Cladocera % 1,12 şeklinde olduğu tespit edilmiştir. Daha önceki yıllarda yapılan çalışmalarda bu oranlarda dalgalanmalar meydana geldiği görülmektedir. Bununla birlikte, Rotifer’lerin miktarında büyük bir artış tespit edilmiştir. Mogan Gölü’nde tespit edilen baskın Rotifera türlerinden Anureopsis fissa, Filinia longiseta, Brachionus angularis, B. calyciflorus, Polyarthra vulgaris, Keratella quadrata ötrofikasyonun indikatör türleri olarak belirtilmiştir. <BR>Mogan Gölü’ndeki trofik durumun belirlenebilmesi amacıyla, göldeki baskın zoobentos takımları belirlenmiştir. Baskın organizmalar arasında Mollusca’ya ait bireyler % 78 oranında, Diptera’ya ait bireyler ise % 22 oranında bulunmuştur. Mollusca’ya ait bireylerin yaz mevsiminde maksimuma ulaştığı, sonbaharda ise minimum değere indiği görülmektedir. Diptera’ya ait bireylerin kış mevsiminde maksimuma ulaştığı, en düşük değere ise yaz aylarında indiği görülmektedir. <BR>Biyoçeşitlilikte görülen değişik panorama ve göl çevresindeki değişimlerin biyoçeşitliliğe bir yansıması olduğu kadar sınırlı zaman diliminde; örnek temsil gücünün de etkilediği bir sonuç olabileceği yorumuna varılmıştır. Anahtar kelimeler: Mogan Gölü, trofik durum, biyoçeşitlilik.},
keywords = {},
pubstate = {published},
tppubtype = {conference}
}
ÖZDEN, Gülhan BADUR
KÖYCEĞİZ GÖLÜ’NDE FOSFOR BÜTÇESİNİN VOLLENWEİDER MODELİNE GÖRE İNCELENMESİ Conference
ULUSAL SU GÜNLERİ 2003, 1-3 Ekim 2003, Ankara, 2003.
@conference{ÖZDEN2003,
title = {KÖYCEĞİZ GÖLÜ’NDE FOSFOR BÜTÇESİNİN VOLLENWEİDER MODELİNE GÖRE İNCELENMESİ},
author = {Gülhan BADUR ÖZDEN},
url = {http://www.akuademi.net/USG/USG2003/SKCK/skck12ibb.pdf},
year = {2003},
date = {2003-10-01},
booktitle = {ULUSAL SU GÜNLERİ 2003, 1-3 Ekim 2003, Ankara},
abstract = {Bu çalışmada Köyceğiz Gölü’nde fosfor yükünün hesaplanmasında; Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Programı OECD’nin destek verdiği program kapsamında ortaya konan ve çeşitli araştırmacılarca geliştirilen matematiksel modelleme formüllerinden Vollenweider modelinin göle uygun olup olmadığı incelenmiştir.<BR>Bu amaçla araştırmada; 1997, 1998, 1999 yıllarında gölde belirlenen istasyonlarda çeşitli su kalite parametreleri ve toplam fosfor ölçümü de yapılmış, yıllara göre Göldeki ortalama toplam fosfor konsantrasyonu bulunmuştur. Aynı süreçte Gölü besleyen belli başlı akarsulardan da örnekler alınarak toplam fosfor ölçülmüştür. Bütün veriler istatiksel programlarla değerlendirilmiştir. Göl’e ulaşan toplam fosfor yükü; akarsuların taşıdığı fosfor yüklerinin, evsel nitelikli atıklardan kaynaklanan yükün ve atmosferden gelen fosfor yükünün toplanması ile bulunmuştur.<BR>Vollenweider modelinin uygulanması ile 1997 yılı toplam fosfor yük değerlerinden 1998 yılı toplam fosfor konsantrasyonu, 1998 yılı toplam fosfor yük değerlerinden de 1999 yılı toplam fosfor konsantrasyonu tahmin edilmiştir. Tahmini olarak hesaplanan değerlerle, ölçülen değerlerin karşılaştırılmasında, konsantrasyonlar arasında büyük fark olmadığı görüldüğünden; modelin Köyceğiz Gölü’nde uygulanabileceği sonucuna varılmıştır. Anahtar kelimeler: Köyceğiz Gölü, Vollenweider Modeli, ötrofikasyon, fosfor},
keywords = {},
pubstate = {published},
tppubtype = {conference}
}
RAD, Ferit; PULATSÜ, Serap; KÖKSAL, Gülten; AYDIN, Fikri; KARASU, Çağlan A; AKÇORA, Akasya; KUYUMCU, Nezir
BOZÜYÜK YÖRESİ GÖKKUŞAĞI ALABALIĞI İŞLETMELERİ ÇIKIŞ SULARININ KARASU DERESİ ÜZERİNE ETKİSİ Conference
ULUSAL SU GÜNLERİ 2003, 1-3 Ekim 2003, Ankara, 2003.
@conference{RAD2003,
title = {BOZÜYÜK YÖRESİ GÖKKUŞAĞI ALABALIĞI İŞLETMELERİ ÇIKIŞ SULARININ KARASU DERESİ ÜZERİNE ETKİSİ},
author = {Ferit RAD and Serap PULATSÜ and Gülten KÖKSAL and Fikri AYDIN and Çağlan A KARASU and Akasya AKÇORA and Nezir KUYUMCU},
url = {http://www.akuademi.net/USG/USG2003/SKCK/skck13ubi.pdf},
year = {2003},
date = {2003-10-01},
booktitle = {ULUSAL SU GÜNLERİ 2003, 1-3 Ekim 2003, Ankara},
abstract = {Bu çalışma balıkçılık işletmelerinden doğrudan bırakılan balık dışkısı ve artık yemlerin alıcı ortam üzerindeki kirlenme boyutunu araştırmak amacıyla yapılmıştır. Bu amaçla Bilecik-Bozüyük ilçesinde gökkuşağı alabalığı yetiştiriciliğinin alıcı ortam olan Karasu deresi üzerindeki çevresel etkilerini belirlemek için dere üzerinde yer alan beş alabalık işletmesinin çıkış sularında çözünmüş oksijen, pH, askıdaki katı madde, biyolojik oksijen ihtiyacı (BOİ5), kimyasal oksijen ihtiyacı (KOİ), toplam fosfor yükü incelenmiştir. Su örnekleri işletmelerden bir yıl boyunca aylık olarak alınmıştır. <BR>Elde edilen bulgulara göre çıkış sularının kalitesi işletmeden işletmeye ve mevsimden mevsime farklılık göstermiştir. Ancak işletmelerin çıkış suyundaki çözünmüş oksijen, pH, askıdaki katı madde, amonyak azotu, nitrit azotu ve nitrat azotu düzeylerinin farklı ülkelerde alabalık işletmeleri için öngörülen standart ve sınırların içerisinde yer aldığı saptanmıştır. İşletmelerin çıkış suyu ile alıcı ortama bırakılan ve bir ton balık üretimi için kullanılan bir ton yem başına düşen fosfor yükü, literatürde belirtilen değerlerin üzerinde bulunmuştur. Beş işletmenin Karasu Deresi üzerindeki ortalama fosfor yükü 9.38 kg P/ 1 ton balık ve 8.09 kg P/ 1 ton yem olarak saptanmıştır. Bu yüksek fosfor yükünün kullanılan yemlerin yüksek fosfor içeriğinden kaynaklanabileceği sonucuna varılmıştır. Anahtar kelimeler: Gökkuşağı alabalığı (Oncorhynchus mykiss), işletme çıkış suyu, azot ve fosfor fraksiyonları, fosfor yükü},
keywords = {},
pubstate = {published},
tppubtype = {conference}
}
ÖZDİLEK, Hasan Göksel
ASİ NEHRİ SU KALİTESİ’NİN BOR ÖRNEĞİNDE AKIŞ-KİRLİLİK PROFİLİ Conference
ULUSAL SU GÜNLERİ 2003, 1-3 Ekim 2003, Ankara, 2003.
@conference{ÖZDİLEK2003,
title = {ASİ NEHRİ SU KALİTESİ’NİN BOR ÖRNEĞİNDE AKIŞ-KİRLİLİK PROFİLİ},
author = {Hasan Göksel ÖZDİLEK},
url = {http://www.akuademi.net/USG/USG2003/SKCK/skck14dbu.pdf},
year = {2003},
date = {2003-10-01},
booktitle = {ULUSAL SU GÜNLERİ 2003, 1-3 Ekim 2003, Ankara},
abstract = {Yaklaşık 380 kilometre uzunluktaki Asi Nehri Lübnan ve Suriye’yi aştıktan sonra Türk topraklarına ulaşmakta hem sınıraşan hem de Türkiye ile Suriye arasında sınır çizen niteliği ile gelecekte bölgede etkisini daha da hissettirecek olan su yetersizliğinin yer aldığı bölgede önemli bir su potansiyelini oluşturmaktadır. Yaklaşık 94 kilometrelik kısmı Türkiye’de Hatay ili sınırlarında olan Asi Nehri ne yazık ki üzerindeki sulama tesisleri, endüstriyel ve kentsel yapılardan ve bunlardan çıkan atıklardan olumsuz yönde etkilenmektedir. Bu çalışmada nehrin debisi ile bor metali arasındaki ilişki, bu ilişkinin Hatay içinde değerlendirmesi ve bor örneğinden yola çıkarak bölgede zengin miktarda bulunan metallerin su kalitesine zarar vermeden yönetim stratejileri üzerinde durulmuştur. Çalışma ülkemizde hala önemi yeterince kavranamamış olan erozyon, su havzası yönetimi ve su kalitesinin kontrolü alanlarında yol gösterici bir şablondadır. Anahtar kelimeler: Asi Nehri, su kalitesi, bor, Hatay Vilayeti, nehir kirliliği},
keywords = {},
pubstate = {published},
tppubtype = {conference}
}
TÜZÜN, İlhami
ÇUBUK II BARAJ GÖLÜ'NDE, SU AKIŞ REJİMİNİN FOSFOR KONSANTRASYONU ÜZERİNE ETKİLERİ Conference
ULUSAL SU GÜNLERİ 2003, 1-3 Ekim 2003, Ankara, 2003.
@conference{TÜZÜN2003,
title = {ÇUBUK II BARAJ GÖLÜ'NDE, SU AKIŞ REJİMİNİN FOSFOR KONSANTRASYONU ÜZERİNE ETKİLERİ},
author = {İlhami TÜZÜN},
url = {http://www.akuademi.net/USG/USG2003/SKCK/skck15bbd.pdf},
year = {2003},
date = {2003-10-01},
booktitle = {ULUSAL SU GÜNLERİ 2003, 1-3 Ekim 2003, Ankara},
abstract = {Derin ve tabakalaşma gösteren bir göl olan Çubuk II Baraj Gölü’nde, giren-çıkan su miktarlarının göl-içi toplam fosfat konsantrasyonları üzerindeki etkileri incelenmiştir. TP konsantrasyonlarındaki salınımlar, yaz aylarında en düşük ve yağışlı mevsimlerde yüksek değerlerin görüldüğü bir mevsimsel dağılım göstermiştir. Göl-içi TP konsantrasyonlarının gerek mevsimsel değişiklikleri, gerekse vertikal ve horizontal farklılıkları, giren-çıkan su miktarlarındaki değişiklerle uyumlu haldedir. TP konsantrasyonlarındaki vertikal farklılıklar ortaya koymuştur ki; göle giren suyun 5-7m. derinliklerde oluşturduğu iç akıntı, ortalama TP konsantrasyonlarının bu derinliklerde daha yüksek olmasına, gölden çıkan su ise, dip hipolimniyon bölgelerinden net TP kayıplarını artırarak 15m derinliklerde daha düşük ortalama TP konsantrasyonlarının oluşmasına yol açmıştır. TP konsantrasyonlarının, nehir bölgesi, geçiş bölgesi ve baraj ağzı istasyonları arasındaki horizontal dağılımı küçük farklılıklargöstermesine rağmen, bu farklılıklar istatistiki olarak önemli bulunmamıştır (P>0.05, MANOVA). Vertical veriler üzerinde uygulanan ‘Yol Analizi’nin, akış parametrelerinin oksijen ve sıcaklık üzerinden olabilecek dolaylı etkilerini ayrıştırmak suretiyle, TP ile olan doğrudan korelasyonlarını daha iyi tahmin etmede kullanılabilecek bir araç olduğu gösterilmiştir. Anahtar kelimeler: Fosfat, ötrofikasyon, su kalitesi, giren/çıkan su dinamikleri,reservuar, yol analizi},
keywords = {},
pubstate = {published},
tppubtype = {conference}
}
TOPAY, Mehmet; YILMAZ, Hale; YILMAZ, Bülent
ULUSAL SU GÜNLERİ 2003, 1-3 Ekim 2003, Ankara, 2003.
@conference{TOPAY2003,
title = {KIRSAL ALAN REKREASYON VE TURİZM AKTİVİTELERİNİN SU TOPLAMA HAVZALARI ÜZERİNE ETKİLERİ; BARTIN-ULUYAYLA ÖRNEĞİ},
author = {Mehmet TOPAY and Hale YILMAZ and Bülent YILMAZ},
url = {http://www.akuademi.net/USG/USG2003/SKCK/skck16abb.pdf},
year = {2003},
date = {2003-10-01},
booktitle = {ULUSAL SU GÜNLERİ 2003, 1-3 Ekim 2003, Ankara},
abstract = {Yaşamın sürdürülebilmesi için temel gereksinim olan temiz içme ve kullanma suyunun sağlanmasında su toplama havzaları büyük önem taşımaktadır. Bununla birlikte su toplama havzaları, bazı farklı dış mekan rekreasyon ve turizm aktiviteleri için de yararlanılan doğal alanlar niteliğindedir. Bu nedenle su toplama havzaları ile rekreasyon ve turizm amaçlı kullanımlar arasında bir etkileşim söz konusu olup, bu etkileşim kimi zaman su toplama havzalarındaki yer üstü ve yer altı su kaynaklarının kirlenmesinde etken olmaktadır. <BR>Bu bildiride, su toplama havzalarında yer verilen rekreasyon ve turizm aktivitelerinin olumsuz etkilerinin bertaraf edilebilmesi amacı ile mevcut yasal-yönetsel çerçeve gözden geçirilmiş, bu aktiviteler için en uygun alan seçimi konusunda yasal-yönetsel çerçevedeki eksiklikler tartışılmıştır. Bu kapsamda kapalı havza özelliği taşıması ve aynı zamanda Bartın ve yakın çevresi için önemli bir rekreasyon ve turizm merkezi konumunda olması nedeniyle Bartın-Uluyayla araştırma alanı olarak seçilmiştir. Araştırma alanında gerçekleştirilebilecek bazı dış mekan rekreasyon ve turizm aktiviteleri belirlenmiştir. Bu aktivitelerin yer üstü ve yer altı su kaynaklarına doğrudan ve dolaylı olumsuz etkilerinin en az düzeyde tutulabilmesi için aktiviteler açısından en uygun alanlar saptanmıştır. Anahtar kelimeler: Su toplama havzası, Turizm ve Rekreasyon, Bartın-Uluyayla},
keywords = {},
pubstate = {published},
tppubtype = {conference}
}
BEKLİOGLU, Meryem; TAN, Can Ozan; ALTINAYAR, Gürol
ULUSAL SU GÜNLERİ 2003, 1-3 Ekim 2003, Ankara, 2003.
@conference{BEKLİOGLU2003,
title = {SIĞ GÖLLERDE SUİÇİ BİTKİ GELİŞİMİNİN BELİRLENMESİNDE, SU SEVİYESİ, BESİN TUZLARI VE BENTİK BALIK BESLENMESİNİN ÖNEMİ},
author = {Meryem BEKLİOGLU and Can Ozan TAN and Gürol ALTINAYAR},
url = {http://www.akuademi.net/USG/USG2003/SKCK/skck17yba.pdf},
year = {2003},
date = {2003-10-01},
booktitle = {ULUSAL SU GÜNLERİ 2003, 1-3 Ekim 2003, Ankara},
abstract = {Bu çalışmanın amacı, yarı-kurak ve kurak Akdeniz ikliminde yer alan, Anadolu’nun 4 sığ gölünde su seviyesi degişimleri ile göllerin alternatif kararlı durumları arasında bir ilişkiyi araştırmaktır. Su seviyesi değişimlerinin etkilerinin anlaşılması amacıyla büyüklükleri, derinlikleri ve coğrafi konumları farklı olan Beyşehir, Işıklı, Marmara ve 1998 yılından beri RAMSAR alanı olarak sınıflandırılmış olan Uluabat Gölleri seçilmiştir. Göller, sıcak ve kurak yaz, ve ılık ve yağışlı kış özellikleri gösteren Akdeniz ikliminin etkisi altındadırlar. Tüm göllerin su seviyesi verileri, fiziksel ve kimyasal değişkenleri ile suiçi bitkilerinin kapladığı alana ve biyokütlelerine, balıklara ve kış sukuşu sayımlarına dair veriler literatürden elde edilmiştir. Bu göllerin uzun dönemli su seviyesi verilerinin eğilim analizleri, bu verilerin bitki yayılımıyla olan korrelasyonları yapılmış ve göllerin fiziksel ve kimyasal degişkenleri ile kış sukuşu sayımlarına ait verilerin, düşük ve yüksek su seviyesi dönemleri için istatistiki olarak farkları belirlenmiştir. Beyşehir, Marmara ve Uluabat Gölleri’nde kurak döneme geçişle birlikte gözlemlenen, göl su seviyelerinde sırasıyla 1.1, 1.6 ve 1.1 metre (deniz seviyesinden yükseklik: d.s.y.) düşüşler, bu göllerin suiçi bitkilerin baskın olduğu duruma geçişi sağlamıştır. Bu geçişle birlikte, bitkilerin kapladığı toplam yüzey alanı; Beyşehir Gölü’nde bütün sığ bölgeleri içerirken, Marmara Gölü’nde %100, ve Uluabat Gölü’nde ise %55 olarak kaydedilmiştir. Bu göllerde berrak su durumuna geçişin sebebinin, azalan su seviyesiyle birlikte göl tabanına ulaşan ışık miktarındaki artma olduğu söylenebilir. Diğer göllerin aksine, Işıklı Gölü’nde suiçi bitkilerin baskın olduğu duruma geçiş, su seviyesinde 79 cm d.s.y yükseliş ve buna bağlı olarak kış aylarında kurak döneme göre göl alanında 21 km2 artışla birlikte gerçekleşmiş, suiçi bitkileri göl alanının %100’nu kaplamıştır. Işıklı Gölü’nde, diğer göllerin aksine azalan su seviyesiyle birlikte suiçi bitkilerin kaybolması, su seviyesi değişimlerine bağlı olarak göl alanında meydana gelen değişimlerle ilişkilidir. Su seviyesindeki düşüş, göl alanının büyük kısmının kaybolmasına yol açtığından dolayı, bitki gelişimi yazın kuruma, kışın ise buz ve dalga hareketleri sebebiyle engelleniyor olabilir. Uluabat ve Işıklı Gölleri’nde suiçi bitkilerin baskın olduğu duruma geçiş, ışık geçirgenliğin göstergesi olan Secchi derinliğini önemli ölçüde artışa neden olurken, Beyşehir Gölü’nde suiçi bitki yayılımına bağlı olmaksızın her iki durumda da Secchi derinliğinin çok yüksek (3 m) olduğu kaydedilmiştir. Marmara Gölü’nde ise, kaydedilen Secchi derinliğinde bir değişim görülmese de, yaklaşık 1.5 metre su seviyesi düşüşü gözönüne alındığında, tabana ulaşan ışık miktarının önemli ölçüde arttığı söylenebilir. Beyşehir Gölü hariç diğer göllerde, suiçi bitki gelişiminin önemsiz ve bulanık suyun baskın olduğu durumda, sazan (Cyprinus carpio) balık stokunda baskın balık iken suiçi bitkilerin baskın olduğu ve ışık geçirgenliğin arttığı duruma geçişle birlikte, göllerde sazanın toplam balık stokdaki rolü 90% azalmıştır. Sonuçlar ışığnda, çalışılan göllerde su seviyesi değişimlerine tepki olarak suiçi bitkilerin baskın olduğu berrak su durumu ve fitoplanktonun baskın olduğu bulanık su durumu arasındaki geçişlerin, besin tuzu konsantrasyonlarından bağımsız gerçekleştiği görülmüştür. Göllerin hepsinde suiçi bitkilerinin baskın olduğu duruma geçişiyle sukuşlarının beslenmesi için gerekli habitatların artmasıyla, bu ekosistemlerin koruma değerlerini arttıran sukuşlarının tür ve sayıları önemli miktarda artmıştır. Yapılan bu çalışma, su seviyesi değişimlerinin sıkça meydana geldiği ve yıl içi ve yıllar arasında yüksek farkların gözlendiği ülkemiz sığ göllerinde su seviyesi değişimlerinin suiçi bitkileri gelişimi açısından önemini ortaya koyduğu için oldukça önemlidir. Göllerimizin yönetiminde su seviyesi değişimlerinin olası etkileri gözönüne alınarak yapılacak çalışmalar, göllerimizin ekolojik değerlerinin korunmasını sağlayacaktır. Anahtar kelimeler: Su seviyesi değişimleri, bentik balık, sığ göl, sukuşları.},
keywords = {},
pubstate = {published},
tppubtype = {conference}
}
YALVAÇ, Mutlu; AVCI, Emel Deniz; ZEREN, Oya
ULUSAL SU GÜNLERİ 2003, 1-3 Ekim 2003, Ankara, 2003.
@conference{YALVAÇ2003,
title = {GÖKSU DELTASI’NDAKİ TARIM ARAZİLERİNDE KULLANILAN ORGANİK KLORLU PESTİSİTLERİN YERALTI SULARINA ETKİSİNİN ARAŞTIRILMASI},
author = {Mutlu YALVAÇ and Emel Deniz AVCI and Oya ZEREN},
url = {http://www.akuademi.net/USG/USG2003/SKCK/skck18sby.pdf},
year = {2003},
date = {2003-10-01},
booktitle = {ULUSAL SU GÜNLERİ 2003, 1-3 Ekim 2003, Ankara},
abstract = {Göksu Deltası, Ramsar Sözleşmesi ile koruma altına alınmış başlıca doğal sulak alanlarımızdan birisidir. Deltada yer alan tarım topraklarından yılda dört kez ürün alınabilmektedir. Ürünü zararlılardan korumak, ürün miktarını ve kalitesini arttırmak amacıyla bu bölgede yoğun şekilde pestisit kullanılmaktadır. Organoklorlu pestisitlerin kullanımı günümüzde pek çok ülkede yasaklanmıştır. Fakat yapılan çalışmalar yasaklanmış olmalarına rağmen bu tür tarım ilaçlarının halen yasal olmayan yollarla üretildiğini ve kontrol dışı kullanımlarının devam ettiğini göstermektedir. Türkiye'de Endosülfan ve Dicofol dışında organoklorlu pestisit kullanımı yasaktır.<BR>Goksu Deltasında bulunan tarım alanları bölgede açılan derin su kuyularından çekilen su ile sulanmaktadır. Bu çalışmada, tarım arazilerinde kullanılan pestisitlerin yeraltı su kaynaklarına taşınıp taşınmadıkları araştırılmıştır. Göksu Deltasında yoğun tarım yapılan 14 farklı araziden yeraltı suyu örneklenmiştir. Toplanan örneklerde bölgede en çok kullanılan ve organik klorlu pestisit grubunda yer alan Endosülfan sülfat, alfa-endosülfan ve beta-endosülfan analizleri yapılmıştır. Pestisit analizlerinde GC 6890 (HP) ve ECD dedektör kullanılmıştır. Anahtar kelimeler: Göksu Deltası, organik klorlu pestisit},
keywords = {},
pubstate = {published},
tppubtype = {conference}
}
Kaynak Gösterimi
Burada yer alan makaleler, 1-3 Ekim 2003 tarihlerinde Ankara’da yapılan Ulusal Su Günleri Sempozyumunda sunulmuş ve Türk Sucul Yaşam Dergisi’nin 1. cilt 1. sayısında (2003) yayımlanmıştır. Makaleleri yayınlarınızda kaynak olarak kullanırken lütfen bu bilgiye yer veriniz.